4 Aralık 2011 Pazar

Sokrates


“Bu takım, hayal gücü, idealizm ve şiirin birleşimi. İnsanlar onların hayallerini yansıttığımız için bizi izlemeye geliyorlar. Futbol sahasında güzellik, zaferlerden daha güzeldir!”

23 Kasım 2011 Çarşamba

MERABA ABİİ

Ronaldo abimiz futbolu bıraktıktan sonra götü, göbeği iyice salmıştı. Şimdide tripten tribe giriyor.

11 Ekim 2011 Salı

NEYİN PEŞİNDESİNİZ !



Dün Sandıklı’nı idmanını izledikten sonra kolay maç olmayacağını zaten bekliyordum. Fizik üstünlükleri gayet yerinde ve disiplinli bir takım. Hiç lige yeni çıkmış bir takımın görüntüsü yok.
İç sahada aldığımız iki mağlubiyette lige yeni başlayan takımlardan. Bulunduğumuz lig çok farklı bir lig. Her takım her takımı yenebiliyor. Fark beklentisiyle gittiğimiz Gebze maçında bile ne kadar zorlandığımız bir gerçek. Ligin başından beri ideal bir kadromuz oluşmadı. Çıktığımız her maçta en az 1 – 2 oyuncumuz diğer hafta oynamadı. İki hafta üst üste aynı kadroyla sahaya çıkamadık. Yani daha takım olamadık. Sakatlıklar, cezalar, eksikler derken ben takımın 5. Hafta sonrası rayına oturacağını düşünüyordum ama tam tersi oldu. Herkesin bu takımdan beklentisi büyük. Doğal olarakta bu tür yenilgilerde insanların moralı bozuluyor. Şampiyonluktan bahsediyorsak iç sahada maç vermek gibi bir lüksün yok. Hele Beşikdüzü ve Sandıklı gibi takımlara hiç yok. Kadroya baktığında, kağıt üzerinde herhalde grubun en iyi kadrosu bizde. Ama sahada bunu Van Belediye maçı hariç göremedik. Takımda herşey var ama birşeyler eksik, bul bulabilirsen.
İlk yarı oyun anlamında hiçbir şey yapamadık. Rüzgarıda arkasına almasıyla rakip daha baskın oynadı. Yediğimiz gol bir Bayrampaşa klasığı olan duran top organizasyonu. Çıktığımız seneden beri bunu üstümüzden atamadık. O kadar teknik direktör, oyuncu geçti hala aynı şeyleri yazıyoruz. Kaleci Ertuğrulun yediği gollerde hatası yoktu. Hüseyin ve Sinan ikilisi birbirlerine alışamadılar, çok uyumsuzlar. Rakibin defans arkasına attığı her top tehlike. Ünal ve İlker her zamanki gibi görevlerini yaptılar ama eskisi gibi bindirmeleri artık göremiyoruz. Özellikle Ünal’ın doğru dürüst kanat bindirmesi yok. Sezon başında orta sahamızın bu sene en iyi bölgemiz olduğunu yazmıştım ama şu ana kadar yanıldım gibi gözüküyor. Yada doğru oyuncularla kuramıyoruz. Samet Gören bu takımın kaptanı ve abisi görünümde ama şu ana kadar bu vasıfları yapamadı. İki maçtada istenileni veremedi. Bu takımın onun deneyimi ve tecrübesine ihtiyaçı var. Artık istenilen düzeye gelmesi gerekiyor. Aynı şey Ali Kafadar içinde geçerli. İmzayı attığında çok sevinmiştim fakat hala bize istenileni veremedi. Tuğrul’un iyimi oyuncumu, kötü oyuncumu olduğuna hala karar veremedim. Dakikası dakikasını tutmuyor. Beş dakika çok iyi, beş dakika çok kötü. Serdar ve Samet yine günün kötülerindendi. Samet dün akşamı hastanede geçirmiş. Eğer tam kapasitede değilsen oynamayacaksın yada oynatmayacaksın. Hem takımı, hem kendini riske etmeye gerek yok. Maça Yasin yerine Serdarla başlamak nedir anlamadım. İç sahada bu takım çift forvet oynamalıdır. Takımında en yaratıcı oyuncularının başında Yasin geliyor. Orta sahaya diri tutmaya çalışıyorsun ama yaratıcı bir oyuncu olmadıktan sonra pek bir işe yaramıyor. Sinan’ın santrafora geçişi ve 3’lü savunmaya dönüş doğru bir hamleydi. Zaten Sinan santrafora geçmesiydi, ikinci yarı o pozisyonları giremezdik. Son iki maçtada Onur’un eksikliği gerçekten hissettik. Bu hafta büyük ihtimalle sahada yerini alacak. Çok gergin ve aceleci oynuyoruz. Bu takım topla oynadığı zaman etkili olabilen bir takım fakat ayağımızda doğru dürüst top tutamıyoruz. Sorumluluk almak isteyen yok.
İkinci yarıda gelen değişliklerle takım sahada görmek istediğimiz Bayrampaşa’ya döndü, beraberliğide yakaladık ama kontrolsüz baskı sonuc uzatma dakikasında golü kalemizde gördük. Golü 80. Dakikada attık ve uzatmalarda beraber önümüzde 15 dakika var fakat golün santrasında 6 oyuncumuz rakip sahaya kavgaya koşan lise çoçukları gibi saldırıyor. Biraz sakın, biraz kontrollü olmak gerekiyor.
Hakem kurulu bizi herhalde ‘’ deneme tahtası ‘’ olarak görüyor. Buraya gelen hakemler neyi ispatlamaya çalışıyorlar anlanış değilim. Kendi sahasında bu kadar ezilen başka takım varmıdır. Hakemler büyük ihtimalle kendi aralarında bir ‘’ İDDİAA ‘’ giriştiler kim daha kötü yönetebilir diye. Özellikle yan hakem, yaptığı mesleğe yeni bir boyut kazandırdı kendi sahasından çıkan oyuncuya ofsayf bayrağı kaldırarak. Anlaşılan o ki sabrımız sınanıyor. Son dakikalardaki ‘’ son adamın ‘’ elle kestiği topu herhalde körler hissederdi. O pozisyonu görememek gibi bir durum yok. Maçın Uşaklı hakemi, aşıklar diyarı Uşak’ın anlamı farklı anlamış olacakki, gayet güzel bir ‘’ Uşak’lık ‘’ yaptı. Artık yönetim bu olaya bir el atsın. Gerekli yerlere gerekli itirazları yapsın. Şiddet yasasının can yaktığı şu dönemde insanların başını belaya sokacaklar.
Son olarak elimize geçen avantajı tekrardan geri çevirdik. Bu tür maçları oynamayı bir türlü beceremiyoruz.Maçı her ne kadar hakem katlettiysede kötü oynadığımızı görmemezlikten gelmememiz gerekiyor. Ve bu kötü futbolu bir an önce düzeltmemiz gerekiyor. Ligin başlarında cepten yiyiyoruz. Umarım ileride bu puanları aramayız. Hayırlısı neyse o olsun.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Eskiler...





Herşeyin eskisinin değerli olduğu şu günlerde, eskilerden bir kaç fotoğraf ve tanıdık simalar. Tabiki başta rahmetli Koçero...

BASİT FUTBOL

 
Aradan 2 hafta geçmesine rağmen ben hala Beşikdüzü maçında kaybedilen puanlara yanıyorum. O maçta rakibi küçümsemenin bedelini ağır ödemiştik. Bu maç öncesi de camiada böyle bir ortam vardı. ‘’ Rahat geçeriz ‘’ kelimesini günümüz futbolunda artık o kadar kolay kullanamıyorsun. Futbol artık eskisi gibi oynanmıyor. Bireysel yetenekler her ne kadar takımların ekstrası olsa da takım oyununu oynamadığın zaman ağır bedeller ödüyorsun. Kaldı ki Ümraniye takımını ben çok beğendim. Şu ana kadar ki bu sahada gördüğüm en iyi takımlardan bir tanesiydi. İlk önce fizik olarak çok iyiler, her kornerde, serbest vuruşta tedirgin oluyorsunuz. Zaten yediğimiz golde korner ve penaltıdan. Lige çıktığımızdan beri şu duran toptan gol yeme alışkanlığımızı üzerimizden bir türlü atamadık. Şu ana kadar yediğimiz beş golün dört’ü duran toptan. İki penaltı olmak üzere iki golde kornerlerden yemişiz. Bu haftadan itibaren stoperde Hüseyin ve Sinan ikilisinin oynamaya başlayacak olmasıyla inşallah bu kötü istatisliği de atlatmış oluruz.

Şu ana kadar oynadığımız futboldan memnunum. Yalnız biraz daha basit bir oyun oynamamız gerekiyor. Bu sene takımda bireysel yeteneği geçen seneye göre daha iyi olan bir çok oyuncumuz var. Bu biraz bizi takım oyunundan uzaklaştırıyor. Bireysel yeteneklerle işi götürmeye çalışıyoruz. Özellikle forvet bölgemiz çok zengin. Fakat şu ana kadar 8 gol atmamıza rağmen uyumsuz gözüküyor. Biraz daha basit oynarsak ve pas alış verişini daha iyi yaparsak hiçbir maçta bu haftaki gibi zorlanmayız.

Daha öncede yazdım, bu liglerde iç sahada en çok ezilen takımların başında geliyoruz. İkinci yarıda artık hakem neye kızdıysa rezalet bir yönetim gösterdi. Artık bu işe yönetim olarak bir çözüm bulunması gerekiyor. Artık TFF’ mi şikayet edilecek, MHK ’ mi şikayet edilecek bilmiyorum. Bir şekilde çözüm bulunmalı. Bu hafta edilen küfürler yüzünden muhtemelen ceza alacağız.

Birkaç kelime Cenk için yazalım. Uzun zamandan beri forma şansı doğmuş, fena oynamadığı bir maçta kırmızı kartla oyun dışı kalıyorsun. Maç öncesi Cenk yerine Sarper’in oynayacağını düşünüyordum, Cenk’i görünce sevindim. İkinci sarı karta bir şey diyemezsin, olabilir pozisyon icabı fakat ilk kart affedilecek gibi değil. Takımda o kadar deneyimli adam varken senin neyine hakemle diyaloga girmek. Fena oynamadığı bir maç finişi kötü bitirmesine rağmen ilerisi için umut verdi. Biraz daha sakin, adama değil topa sert olacağı, bir stili geliştirirse her sene stoper arama derdine girmeyiz.

Son olarak taraftar olarak bir özeleştiri yapmamız gerekiyor. Hafta içi bir karar alıyoruz ve aramızda sorun olan tüm tribünlerle aramızda olan sorunları bittiğini açıklıyoruz. Taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanıyoruz. Fakat açıklamadan sonraki ilk maçta küfürlere başlıyoruz. Çok zorlandığın maçta durumu zorla 2 – 1 yapmışken, 45. dakikada alakasız bir takıma küfür etmek ne demek ? Böyle bir karar aldıysak ya arkasında duracağız yada böyle bir açıklama yapmayacağız.

Bu hafta ligde zor günler geçiren Gebzespor deplasmanına gidiyoruz. Durum itibariyle çok kolay bir maç olacak gibi gözükse de Gebze deplasmanları hiçbir takım için kolay değildir. Ciddiyeti elden bırakmayıp, erken bulacağımız bir golle bu maçı almamız gerekiyor. Denizi geçip, derede boğulan bir takım olarak açıkçası maç öncesi biraz tedirginim. Kazasız belasız bir maç dileğiyle. Hayırlısı neyse o olsun.

15 Eylül 2011 Perşembe

BİRLİK ZAMANI

Stada girdiğimde istiklal marşı okunuyordu, direk gözlerim formalara takıldı. Uzun zamandan beri söylediğim çubuklu forma pek istediğim gibi olmasa da en sonunda giyilmişti. Rakibe maçtan önce size 1 puanı verelim oynamayalım deselerdi pek itiraz edeceklerini düşünmüyorum. Dünya futbol literatürüne geçecek bir olaya imza atarak 1 defa geldiler 2 gol attılar. Sürekli oyunu bozmaya çalışan negatif bir futbol anlayışları var. Futbol oynamaktansa rakibe futbol oynattırmamayı benimsemişler ve inanılmaz mücadeleciler ki zaten tek artıları mücadeleci olmaları. O takımdan bir oyuncuyu seç kendi takıma al deseler, öyle bir oyuncu seçemem. Ama takım oyununda iyiler.

Maça rüzgarı arkamıza alarak başladık. Merakla beklediğim Ali Kafadar- Onur ikilisi çift santrafor olarak başladı. Savunmada Ünal – Sarper – Hüseyin - İlker, orta alanda Abdullah – Tuğrul – Özkan – Samet düzeni ile başladık. Bol gollü rahat bir galibiyet beklerken Sarper’in hatalı geri pasında Ahmet’in müdahalesi ile Beşikdüzü’nün hayalinde bile olmadığı penaltı ve kırmızı kart getirdi. Kırmızı kart ve penaltı haklıydı ama içerideki maçlarda hakemlerin deplasman takımlarını bu denli koruma altına almasını artık sabrımızı taşırdı. Türkiye liglerinde iç sahada en fazla ezilen takımların başında geliyoruzdur. Her yazımda Onur’dan övgü ile bahsediyorum ve buna bu yazımda da devam edeceğim. Bugün sahanın tek ayakta kalanıydı belki de. Birşeyler yapmaya çalıştı ama elinden gelen buydu. Bir maçta 3 – 4 oyuncu kötü olabilir ama bu maçta bütün takım kötüydü. Özellikle Van Bld. maçında harika oynayan ve maçın en iyisi gözüyle baktığım Tuğrul bu maçta Samet ile birlikte ‘’en kötü kim oynar ‘’ yarışını baş başa bitirdi. Abdullah hazırlık kampında çok iyiydi ama ligde yine bekleneni veremiyor. Tek yapacağı sadece biraz daha basit oynamak hepsi bu. Hoca ikinci yarı 10 kişi kalmamızın etkisiyle 3 savunmaya döndü ve oyunu rakip kaleye yığdı. Fakat takımın çok kötü gününde olması ve girilen pozisyonların gole çevrilememesi bizim için çok önemli olan bu maçı mağlup olarak bitirmemize neden oldu. Maçın dönüm noktası Abdullah’ın girdiği 2 net pozisyondu bunların birini gole çevirmiş olsa 10 kişi olmamıza rağmen maçı kazanırdık.

Peş peşe gelen iki mağlubiyet elbette ki hepimizin canını sıktı ve üzdü. Fakat ne olursa olsun pes etmemeliyiz. Teknik kadro ve yönetim gerekli önlemleri alacaktır ve güzel bir seri başlayacaktır. Şimdi önümüzde zorlu bir Gümüşhane maçı var. Buradan alınacak her türlü skor beni yanıltmayacak. Eminim futbolcularda en az bizim kadar üzülüyorlardır ve eminim ki bizi bu durumdan kendilerinin çıkaracaklarının bilincindeler. Bizler her türlü şartta arkalarındayız, yeter ki o formaya armaya yakışan oyunu ortaya koysunlar. Bu taraftar iyi oynayıp kaybedilen her maçta takımını alkışlamıştır ve desteğini devam ettirecektir. Her maçı kazanacaksınız diye bir şey yok. Fakat bugünkü oyun ve ruhsuzluk devam ederse elbette ki tutumda farklı olacaktır. Bu takımın ve oyuncuların yeri burası değil. Buralara birkaç gömlek büyüğüz. Umarım en kısa zamanda herkes kendini toparlar, istenilen arzulanan başarılar birlik ve beraberlik içinde gelir.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Diski : 1 - Bayrampaşa : 0


Grubun iddialı takımlarından Diyarbakır Diski karşısında ( Şu takımın adını tam olarak bilen birisi varmıdır acaba ? ) deplasmandan 1 - 0 mağlup ayrılıyoruz. Ortada geçen karşılaşmada rakip pozisyona girmeden duran toptan attığı golle önemli bir avantaj elde etti. Avantaj kaybettik ama üzülüp kahrolacak bir durum yok. Çarşamba günü Beşikdüzü maçını kazandıkmı durum düzelir. Fikstürümüz ilk 5 hafta çok zor, en az kayıpla atlatmamız gerekiyor. Nazar boncuğu olsun diyorum, hayırlısı neyse o olsun...

9 Eylül 2011 Cuma

NE YAPSAK ?


Yaptık böyle birşey ama pankart olarakmı açsam yoksa sopalı bayrakmı yapsam ? Bu arada çok boşladık burayı...

GERÇEK CANAVARLAR



Bir takımın kalitesini anlamak için ilk önce yedek kulübesine bakmanız gerekir. Van Belediye maçında yedek kulübesine baktığımızda sadaha olan onbirden hiçbir eksiği yok, kadroya giremeyen isimlerde cabası. Bu sene kimsenin forması garanti değil. Çok güvendiğimiz, sevdiğimiz Yasin’i bile yedek kulübesinde veya kadro dışı görebiliriz, kaldı ki sistem gereği Yasin’inden verim alamayacağımız maçlar bile olabilir bu yüzden kimse şaşırmasın.
Maçtan önce açıkcası biraz tedirgindim ve zor maç olacağını düşünüyordum. Kırıkhan gibi bir takımı 3 – 0 gibi bir skorla geçen takım kolay lokma olamazdı ama gayet güzel bir şekilde boğazımızdan geçti. Rüzgara karşı olmamıza rağmen maça etkili başladık. Özellikle ilk 10 dakika rakibin sahasına yıktık oyunu. Maçın ilk dakikasında Onur karşı karşıya pozisyonda golü yapabilseydi çok daha farklı bir skor olabilirdi. Her yazımda herhalde yazacağım ama Onur bizim için çok ekstra bir oyuncu, izlerken gerçekten zevk alıyorum. Attığı golde zaten klasını gösterdi. Daha tam olarak hazır değil, 2 hafta sonra tam olarak hazır olduğunda gerçek bir santrafor izleyeceğiz. Yasin iki haftadan beri istenilen futbolu oynayamıyor. Sisteme hala alışamadı. Geçen seneki oyun sistemi onu daha özgür bırakıyordu, bu seneki sistem takım oyununu daha fazla ön plana çıkaran bir sistem olduğu için Yasin orta alanda biraz sıkışıyor. Son 10 dakika oyuna girmesine rağmen Ali Kafadarın ne kadar etkili bir santrafor olduğu gördük. Gol pozisyonuna dahi giremedi ama ( ki oyuncuları son dakikalardaki laubaliliklerinden dolayı ) zaten zorda olan defansın tam olarak fişini çekti. Ben sabırsızlıkla Ali Kafadar ve Onur’un çift santrafor olarak oynadığı bir karşılaşma bekliyorum. O düzende nasıl bir oyun ortaya koyacağız gerçekten çok merak ediyorum.
Maça hastanede dalağını aldırıp gelen Tuğrul maçın yıldızı idi. Top kapmasına artı olarak kaptığı topları kullanmada da gayet yetenekli. Bu tür oyuncular pek fazla bulunmuyor kıymetini bilmek lazım. Oğuz her maç üstüne koyarak devam ediyor, tek talihsizliği var oda Türkiye’de dünyaya gelmesi. Çok daha iyi yerlere gelecek yeter ki böyle devam etsin. Abdullah ilk maça oranla daha iyi bir oyun ortaya koydu ve iyi gününde olduğu zaman ne kadar etkili olduğunu herkese gösterdi. Samet takımın en iyilerinden attığı golde onun için çok iyi moral oldu ama son dakikalarda Özkan ile giriştiği gereksiz şut şampiyonası puanını düşürdü. İlk haftalar olduğundan, skor avantajı bizde olduğundan şimdilik böyle şutlara müsamaha gösterilir ama o şutları ileriki haftalarda öyle vuramazsın. Biraz daha basit oynamamız gerekiyor. Pas trafiğini biraz daha yaparsak hocanın istediği futbolu ortaya koymuş olacağız. Defans bloğunu yazmaya gerek yok. Şu ana kadar gol yemediğimizi göz önüne alırsak aksilik yok gibi gözüküyor. Defans bölgesine transferin son gününde Galatasaray A2 takımında Sinan Osmanoğlu’ nunda gelmesiyle o bölge daha alternatifli, daha güçlü oldu. Bu transferde alt yapı hocamız Akın TOPGÜL’ünde emeğini göz ardı etmemek gerekir. İki haftaya daha ihtiyacımız var. Ondan sonra takım tam olarak oturmuş olacak ama o iki haftada da grubun lider ve ikincisiyle oynayacağız. Bu hafta grubun koşullar bakımından en zorlu deplasmanı olan Diyarbakır deplasmanındayız. Oradan alacağımız bir galibiyet bizi moral olarak çok ilerilere götürür. Diyarbakır ilk iki maçını da kazandı ve gayet iddialılar. Beraberlikte kötü bir sonuç sayılmayacaktır. Dış etkenler olmadıktan sonra bu takımı sahada yenmek çok zor. Başta hocamız olmak üzere tüm takıma güvenimiz sonsuz. Diyarbakır dan galibiyetle döneceklerine yürekten inanıyorum. Son olarak taraftarımızdan basit, sonuç getirmeyen eleştirilerden kaçınmalarını istiyorum. Sonuç olarak profesyonel liglerin en alt seviyesinde mücadele ediyoruz ve çok fazla şeyler bekliyoruz. Yinede bu takım bu ligin üstünde bir takım yeterki bu takıma inanalım ve destekleyelim. Hayırlısı neyse o olsun.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

BU SENE FARKLI OLACAK

Sıcak hava ve eksik kadro ‘ ya rağmen şampiyonluk parolasıyla sezona başlayan İnegöl, deplasmanından bir puanla dönmek fena sayılmayacak bir durum. Sezonu en erken açan takımların başında gelmemize rağmen hazırlık döneminde olan sakatlıklardan ve takıma geç katılan oyunculardan dolayı tam kadro olarak bir türlü çalışamadık ve ilk maçta bunun ceremesini çektik. Sezonun ilk maçı olması nedeniyle iki takımda gayet kontrollü başladı. Kalede Ahmet, geri dörtlüde Ünal – Sarper – Hüseyin – İlker, orta alanda Abdullah – Tuğrul – Özkan, Samet Yüksel, onların önünde Yasin ve Şeref ilk on biriyle 4 – 4 – 1 – 1 düzeni ile maça çıktık.

Bu maçta pek beceremesekte bu sene bol bol kanat organizasyonları izleyeceğiz. Ünal ve İlker sık sık bindirmeleriyle göz doldurdular. İlker her zamanki gibi, geçen sene sıkıntı çektiğimiz sağ kanatta Ünal bu sene o açığı kapatacak gibi duruyor. Bindirmelerinden ziyade kademeleri de çok iyi. Samet ve İlker bir çok pozisyonda yer değiştirdiler, zaman zaman İlker açığa Samet geriye geldi. Samet bu maçta iyiydi ve ritmini buldukça çok daha iyi olacak. Bire birde çok etkili, geçemeyeceği adam çok azdır. Duran topları da o kullanıyor ve bu sene bir çok frikik golünü izleyebiliriz. Sarper iyi niyetli ve mücadeleci ama çok dağınık. Topu oyuna sokma kabiliyeti biraz zayıf ama tekmeye kafa uzatan bir oyuncu. Son dakikadaki müdahalesi de belki de bir puanı kurtardı. Hüseyin’i yazmaya zaten gerek yok. Kadro yapılırken ilk yazılacak oyuncu. Bu maç için hayal kırıklığımın Yasin ve Abdullah oldu. İkisi de kötü günlerindeydi, eğer biraz günlerinde olsalardı bu maç lehimize sonuçlanacaktı. Yasin ve Abdullah ‘tan bu sene çok şey bekliyoruz. İkisi de ekstra oyuncular ve maç kaderini değiştirecek yetenekteler. Özellikle Abdullah ‘ın hocanın kendisine olan güvenini yerine getirmesi gerekiyor. Biraz daha olgunlaşması gerekiyor. Sarı kart gördüğü pozisyon çok gereksiz ve anlamsız bir pozisyondu, kötü niyetli bir hakem olsa kırmızı kart göstermesi içten bile değildi. Tek santrafor olarak oynayan Şeref fena değil. Onur ve Ali Kafadar yokluğunda iyi bir tercih olacağını kanıtladı.İlk yarıdaki pozisyonu defanstan dönmese güzel bir başlangıç yapacaktı. Bu sene bol alternatifli ve iyi olduğumuz bölge orta saha. Bir çok alternatif var ve hepside kaliteli. Hocanın bu bölgeyi oluştururken çok zorlanacağını düşünüyorum. Serdar tam bir joker oyuncu hoca onu yakında kalede oynatırsa şaşırmayın.Samet Gören’inde sakatlığı tam olarak geçtiğinde o bölgede çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum. Hazır olmadığından oyuna sonrada giren Onur gerçekten çok iyi bir santrafor. Bu oyuncuyu almakla çok iyi bir transfer gerçekleştirdik. Uzun boyu ve fiziğine rağmen çok hızlı bir oyuncu. Allah sakatlık vermezse bu sene iyi bir santrafor izleyeceğiz. Birde yanına Ali Kafadar gelecek ve o bölge çok tehlikeli olacak. Bu sene iç sahada mutlaka çift santrafor oynamalıyız. Onur ve Ali Kafadar ikilisine karşı bir çok defans çaresiz kalacaktır. Fakat çift santrafor oynarsak Yasin’in durumu nasıl olacaktır onu zaman gösterecek. Yasin’in bu ikili arkasında oynaması orta sahanın bir kişi eksik kalması kenar oyuncularının daha fazla gidip gelmesi demektir.

Kota Uygulayın

Kısacası bu sene gerçekten kaliteli bir takımımız var. Oyunun kaderini değiştirecek bir çok oyuncumuz kadroda bulunmakta. Lige galibiyetle başlamak elbette ki güzel olacaktı ama oynanan futbolun hakkı her iki takım içinde bir puandı. Lig fikstürü çekildiğinde bir çok kişinin gözünden kaçtı ama ilk 5 haftamız çok zorlu. Sezona şampiyonluk parolasıyla başlayan takımlarla oynuyoruz. Buradan en az puan kaybıyla sıyrılmamız lazım fakat olası bir durumda da kesinlikle ümidimizi kaybetmemeliyiz. Çünkü bu sene lig çok uzun bir maraton ve çok şeylere gebe. Bu hafta grubun iddialı takımlarında ve sezona 3 – 0 Kırıkhan galibiyetiyle başlayan Van Bld.spor ile oynuyoruz. Kadrosunda bir çok iyi oyuncu var ve maç gerçekten çok zorlu geçecek. Bu sene yönetimden ‘’ kota ‘’ uygulamasını gerekiyor. Geçen sene gittiğimiz bir çok deplasmanda bildiğiniz üzere bu durumla karşı karşıya kaldık ve Lüleburgaz ve Tepecik deplasmanlarına alınmadık. Grubumuzda bir çok il takımı var ve İstanbul’da yaşayan bir çok hemşerileri var. Kimsenin taraftarında çekindiğim falan yok, bu grupta, Bayrampaşa’da bizi bastıracak tribün grubu yok fakat psikolojik olarak bu uygulama yapılmalı. Geçen senelerde gittiğimiz bir çok deplasmanda bu bize uygulandı ve artık bizimde bunu başka takımlara uygulama zamanımız geldi. Bu hafta herkesin bu takımı yalnız bırakmaması lazım. Hayırlısı neyse o olsun.

24 Ağustos 2011 Çarşamba

BAŞLIYORUZ




Sezonu kardeş takımımız İnegölspor maçı ile açıyoruz. Tribünlerde dostluğumuz baki ama sahada işler değişir. Galibiyetle başlamak güzel olur ama bir puanda iyidir. Hayırlısı neyse o olsun...

17 Ağustos 2011 Çarşamba

YENİ TRANSFERLERİMİZ

Liglerin başlamasına 10 gün kala transferlerimiz devam ediyor. Son olarak Gölcükspordan Yunus Acar ve Adıyamanspor'dan Erman Öztürk ile anlaşıldı.


Yunus Acar, sol kanatta görev yapıyor. Bursasporda futbola başlayan Yunus, oradan Bursa Merinosspor'a kiralık verildi. 2008 yılına kadar Bursa Merinossporda oynayan Yunus, oradan Orhangaziye geçen Yunus, geçen seneyi Gölcüksporda tamamladı. Bonservissiz gelen Yunus orta sahanın solunda ve sol açıkta görev yapıyor.

Erman Öztürk, futbola Antalyasporda başladı. 2008 yılına kadar burada oynayan Erman, oradan Adıyamanspor'a transfer oldu. 2008 yılından beri Adıyamanspor'da oynayan Erman bir seneliğine kiralık.

Onur Aydın, Tophane Tayfunda futbola başlayan Onur, oradan Kasımpaşaya geçti. 2015 yılına kadar Kasımpaşa ile sözleşmesi bulunan Onur, birer sezon Alibeyköy ve Darıca Gençlerbirliğinde kiralık oynadı. Geçen sezon Süper ligde 4, Türkiye Kupasındada 1 maç oynayan Onur, uzun boyu ve güçlü fiziği ile ön plana çıkıyor. 2.ligden bir çok talibi olmasına rağmen İstanbul dışına çıkmak istemeyen Onur, bir seneliğine Bayrampaşamızda.

Hocamızla daha önce görüştüğümüzde santrafor, sol açık, kaleci ve stoper transferiyle transferi kapatacağımızı söylemişti. Şu anda sadece stoper transferimiz kaldı. Zaten şu anda hocamızın en büyük sıkıntısı defans bölgesi. Oraya takviye istiyor. Bu saatten sonra transfer edilecek isim orada direk oynayacak isim olacaktır. Oraya iyi bir stoper bulunduğunda transfer edilecek yoksa böyle devam edilecek.

Yeni oyuncularımız hem bize, hemde uğur getirsin diyelim. Hayırlısı neyse o olsun.

16 Ağustos 2011 Salı

GRUPLAR BELLİ OLDU

Her ne kadar burayı unuttuysamda fikstür belli oldu. İlk hafta İnegöl ile başlıyoruz. 3 .lige çıktığımızdan beri İnegöl ve Lüleburgazdan ayrılmıyoruz. Gruba baktığımız zaman dengeli bir grup. İddialı takımlar var fakat şu takım alır götürür durumu yok. Önemli olan lige iyi başlamak. Galibiyetle başlarsak harika olur. Gidilecek deplasmanlar belli gibi. Kendim için ekstradan Gümüşhane olabilir, orada görmem gerekenler var. Takımlar hakkında ufak araştırmalar yakında...

21 Temmuz 2011 Perşembe

ÇUBUKLU FORMA İSTİYORUM


İlk formamız olan Yeşil - Kırmızı çubuklu formanın artık zamanı değilmi ? Geçen sene sponsor yüzünden dedik, siyah formaylada oynadık, rengini hala çözemediğim bir formaylada oynadık. Yeşil - Kırmızı çubuklu forma Bayrampaşa'nın ilk formasıdır ve mutlaka her sene mutlaka olmalıdır. Daha öncede defalarca söyledik ama dinletemedik. Artık yönetimimizden bir ricamızı gerçekleştirmesini bekliyoruz.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

YENİ OYUNCULARIMIZI TANIYALIM

Yeni transferler hakkında ufak bir çalışma yaptım. Ali Kafadar haricinde bu oyuncuların tabiki hiç birini izlemedim, sadece daha önce oynadığı takımlardaki izlenimler ve araştırmalar sonucu bu yorumları yapıyorum. Transferlere baktığımızda tam bomba transferler. Ya bizim elimizde patlayacak, yada rakibi yok edecek. Oyuncuların çoğunun son şansları, ya burada da başarısız olup bilinmeze gidecekler, yada yeni bir başlangıç yapacaklar. Bütün iş hocada bitecek gibi gözüküyor. Çoğu zor oyuncu, bu tür oyuncuları idare etmek zor. Şimdilik hocaya güvenmekten başka şansımız yok. Hem oyuncular, hemde bizim için hayırlı olur umarım. Resimler için Emre kardeşime teşekkürler, telif hakkı neyse vereceğiz.



Sarper Salih AĞCA

Futbola Ünyespor da başlayan Sarper, 2009 - 2010 sezonuna kadar Ünyespor'da futbol yaşantısına devam etti. Geçen seneyi Karspor'da geçiren Sarper, başarılı bir sezon geçirdi. Stoper oynayan Sarper, sert futbolu ile göze çarpıyor.

Tuğrul Göksel

1985 Hayrabolu doğumlu olan Tuğrul, futbola doğduğu yer olan Hayrabolusporda başladı. 2004 yılına kadar Hayrabolusporda amatör olarak oynayan Tuğrul, 2005 senesinde Veliçeşe Bld.Spor' geçti. Bir sene burada oynayan Tuğrul, 2006 - 2009 sezonuna kadar Tepecikspor'da oynadı. Buradaki başarılı futboluyla beğeni toplayan Tuğrul, sonraki sene şimdiki hocamız olan Ergün Ortakçı'nın başında bulunduğu Balıkesirspor'a geçti. Burada başarılı bir sezondan sonra şampiyon olan kadroda yer alan Tuğrul, 2010 - 2011 sezonunda takımdan ayrılarak, amatöre İzmirspor'a geçti. Burada başarısız bir sezon geçiren Tuğrul için, eski günlerine dönmek adına Bayrampaşa çok iyi bir şans. Bu şansıda iyi değerlendirmek ona kalmış.



Samet Yüksel

1986 İstanbul doğumlu olan Samet futbola Küçükköyspor'da başladı. 2006 senesine kadar Küçükköyde oynayan Samet, oradan Yimpaş Yozgatspora transfer oldu. Burada oynadığı iki sezonun ardından, Beykoz, Balıkesir ve Nazillide oynayan Samet, Balıkesir'de geçirdiği sakatlık yüzünden futbola uzun süre ara vermek zorunda kaldı. Gününde olduğu zaman durdurulması çok zor bir isim olan Samet çok yetenekli bir oyuncu. Takıma uyum sağladığı taktirde bu seneki en iyi transferlerimizden bir tanesi olacak.

Ali Kafadar

1987 İstanbul doğumlu olan Ali Kafadar için pek uzun yazmaya gerek yok. Kariyerine bakmak yeter sanırım. Karagümrük, Güngören Bld., Adanaspor, Şanlıurfaspor, ( Türkiye Kupasında Fenerbahçeye karşıda oynadı ) Bandırmaspor ve Nazillispor. Ali Kafadar her ne kadar iyi bir golcü olsada zor bir oyuncu. En büyük handikapı gittiği takımlarda süreklilik sağlayamaması. Geçen sene Nazillispor'dan devre arasında ayrıldı. Yeteneklerine ve golcülüğüne diyeceğimiz bir şey yok. Aslında bu ligin üstünde bir oyuncu. Eğer kendini futbola verip, sadece futbola odaklanırsa uzun seneler unutamayacağımız bir golcü izleriz. İnşallah Bandırma'daki perfonmansını tekrarlar.


Şeref Kuru

1988 İstanbul doğumlu genç oyuncu futbola Paşabahçe'de başladı. Beykozspor geçerek profesyonelliğe adım atan genç oyuncu, geçen sene Beykoz formasıyla 24 maçta 5 gol attı. Fiziği ile dikkat çeken genç oyuncu oyuncu, Bayrampaşa'da kendini kanıtlamak isteyecektir.


Ertuğrul Furkan

Kiralık olarak gelen, 1989 Antalya doğumlu olan genç kaleci futbol kariyerine Sidespor'da başladı. Oradan Kepezspor'a geçen Ertuğrul, burada Beşiktaş'ın dikkatini çekerek Beşiktaş Altyapısına geçti. 2008 yılında Balıkesir'e transfer olarak profesyonelliğe geçen Ertuğrul'un 2014 senesine kadar Balıkesirspor ile sözleşmesi bulunuyor.



Serdar Sudun

1989 doğumlu Serdar futbola Adanaspor' da başladı. Daha sonra Adana Demirspor'a geçen Serdar, burada profesyonel oldu. Yarım sezon Cizrespor'da oynayan Serdar, daha sonra Hatayspor'da bir sezon geçirdi. Geçen seneyi Uşak Özel İl İdare Spor'da geçiren Serdar hakkında bundan fazla bir bilgi edinemedim. Tam bir kapalı kutu. Bekleyip görmekten başka diyecek birşeyimiz yok.

Ali Hatipoğlu

Fotoğraf koymaya gerek yok, Yasin'in biraz farklı bir modeli. Alibeyköyden gelen Ali, Yasin'in kardeşi. 1990 doğumlu olan Ali inşallah Yasin'in gibi çıkar.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

AMACINIZ NEDİR !!!

Malum her seçim zamanında artık moda oldu parti liderlerinin, gittikleri ilin veya ilçenin futbol takımının atkılarını boyunlarına takmaları. Parti liderlerimiz şunu bilsinler ki gelecek seçimlerde oyumu, sevişme sonrası boyuna takılan kravatlar gibi takmayan ilk parti liderine vereceğim. Bu açıklamam gelecek seçimleri ne kadar etkileyecek bilmiyorum ama bu yazdıklarım ne alaka diyeceksiniz. Facebook'ta gördüm bu resmi.

Görünürde heyşey normal. Siyasilerin şirin gözükmek için yaptıkları atkı şovlarından bir tanesi ama atkının içeriğine bakıldığın zaman pekte şirin gözükmüyor. Büyük ihtimalle, bir açılışta Eski Belediye Başkanımız, yeni Milletvekilimiz Hüseyin Bürge'ye Yıldırımbosna atkısı diye verilmiş oda habersiz takmış. Zaten haberi olsa böyle bir atkıyı takmaz. Atkının içeriği böyle.
Hüseyin Bürge' yi burada eleştirmek amacım değil, her ne kadar biraz daha dikkat etseymiş güzel olurmuş ama belliki birilerinin işgüzarlığına gelmiş. Yıldırım mahallesinde hala ne yaptıklarını bilmeyen, böyle bir atkıyı Belediye Başkanının boynuna asma cüretini gösteren ergenliğini bitirememiş kardeşlerimiz var. Bu arkadaşlarımıza tavsiyem bir an önce kendilerini toparlasınlar. Biz onları hiç bir zaman başkaları olarak görmedik, halada görmüyoruz fakat onlar kendilerini farklı bir yerde görüyorlar. Bir an önce bu saçma ve anlamsız düşmanlığı bıraksalar iyi olacak. Kapımız onlara açık. O kapıyı kapatmakta, o kapıdan içeri girmekte onlara kalmış.

7 Temmuz 2011 Perşembe

İYİ BİR ALT YAPI ŞART

Hepimizin bildiği gibi Bayrampaşa, kariyeri başarılarla dolu, gittiği her takımı iddialı bir duruma getiren, Beykoz, Balıkesir ve Ümraniye gibi takımları şampiyon yapmış Ergün ORTAKÇI ile anlaştı. Böyle bir hoca ile anlaşmak demek bu sene iddialı bir takım olacağı demektir. Buda yeni transferler, daha çok para harcamak demek.

Uzun bir aradan sonra çıktığımız profesyonel liglerde bu sene ile birlikte üçüncü senemiz olacak. 3. lige ilk çıktığımız sene yani 2009 - 2010 senesinde itibaren, lige başlarken her sene takımımız baştan aşağıya değişti. Bu senede takımdan bir çok oyuncu ayrıldı ve mecbur olarak bir çok oyuncu takıma kazandırılacak. Peki bu durum her sene böyle devammı edecek ?

3.lige çıktığımız ilk sene kimilerine göre Murat Hocanın istediği oyuncular, kimilerine göre ondan habersiz olarak alınan oyuncularla yepyeni bir takım kurulmuştu. Fakat olmadı ve Murat Hoca ayrıldı, yerine Tunahan hoca geldi, onunlada yürümeyeceği anlaşılınca devre arasında takımın başına Taşkın hoca geldi ve sil baştan bir takım kuruldu. Çoğu kişinin düştü gözüyle bakılan takım harika bir perfonmans göstererek ligde kalmayı başardı. 2010 - 2011 sezonunda takımın iskeleti korunarak bir kaç takviye ile yeniden bir takım oluştu. Malesef iyi giderken son haftalardaki form düşüklüğüyle 2.lig şansını kaybettik.

Ve bu sene geçen seneki takımdan çoğu oyuncumuz ayrıldı, tekrardan yepyeni bir takım kurulacak. Bunun anlamıda yine binlerce TL para harcamak demek. 3. sene olmuş hala alt yapıdan doğru dürüst bir atılım yok. Olanlar zaten ortada yok. Eğer biz her sene başı binlerce TL para harcayıp, yeniden takım kuracaksak işimiz çok zor. Bilinmelidir ki her sene transferde onlarca oyuncunun gittiği, yerine onlarca oyuncunun geldiği takımlar semt duygusunu yaşayamazlar ve sonları bir kaç sezon öncesi liglerde fırtına gibi esen Küçükköy, Zeytinburnu, Karagümrük ve Beykoz gibi olur. Eğer ben kendi semtimin takımında, kendi mahallemden çoçukları göremezsem o maça gelmenin, o takımı izlemenin bir anlamı kalmaz. Bu durumun Süper lig takımlarının yabancı transferlerinden hiç bir farkı yok. 

Her hocanın olduğu gibi Ergün hoca'da bildiği, güvendiği oyuncularla yola çıkacaktır. Bunun içinde zaten gerekli transferler yapılıyor. Ergün Hoca bu işe yıllarını vermiş bir isim, ona akıl vermek gibi bir düşüncem elbette ki yok ama geçen sene Taşkın Hoca'nın yapmadığını yapmasını ondan bekliyorum. Taşkın Hoca İnegölspor'a imza atarken '' Bayrampaşa'da zımba gibi genç bir takım bıraktım'' demiş. Hocam bıraktında bu adamların hangilerine gerekli şansı verdin ? Bayrampaşa ve diğer semt takımlarını ayakta kalmalarının tek şansı alt yapıdır. Her sene alt yapıdan 1 - 2 oyuncu çıkarmadan, takıma monte etmeden bu tür takımlar hiç bir yere varamaz. Geçen sene sevmediğimiz fakat İstanbul'un en iyi alt yapılarından birene sahip olan Gaziosmanpaşa, Galatasaray'a alt yapıdan bir oyuncusunu 300.000,00 TL karşılığında sattı. Geçen seneki kadrolarında alt yapıdan çıkan 6 - 7 oyuncusu ilk onbirde oynuyor. Galatasaray'a sattıkları oyuncunun parası ortalama bir 3.lig takımının bütçesinin yarısı. Bu olayın aynısı bir kaç seneye kadar biz gerçekleştiremezsek sonumuz yukarıda yazdığım takımların sonu gibi olur.

Özet olarak bu sene Ergün Hoca'dan şampiyonluktan daha fazla alt yapıdan oyuncu kazandırmasını bekliyorum. Bize kazandıracağı oyuncular, gelecek şampiyonluktan daha fazla memnun eder beni. İnşallah Alt yapının başına gelen Sami Aydın hoca ile uyumlu bir şekilde Bayrampaşa'nın geleceğini şekillendirirler ve ''alt yapı'' denilince akla ilk gelen takımlardan başında geliriz.

23 Haziran 2011 Perşembe

TRANSFERLERDE SON DAKİKA

Yeni sezona 2.lig parolasıyla yola çıkan Bayrampaşa'da transfer hareketliliği devam ediyor. Şu an itibariyle Ali KAFADAR, Emre BAYRAKTARBAŞI ve Samet GÖREN Terazidere tesislerinde bulunuyorlar. Ali ve Emre ile büyük ölçüde anlaşıldı. Samet ile görüşülüyor. Daha önce Ali ve Emre hakkında azda olsa bilgi vermiştim. Samet geçen seneyi Bank Asyaya çıkan Elazığsporda geçirdi. Konya Şeker, Elazığspor, Adanaspor, Beykoz gibi takımlarda oynayan Samet orta sahada, görev yapıyor. İlerleyen saatlerde veya günlerde bu transferler hakkında son bilgileri paylaşacağım. Fakat transfer için geçen isimleri görünce yeni sezon için heyecanlanmıyor değilim.

17 Haziran 2011 Cuma

TRANSFER HAREKATI DEVAM EDİYOR

Yeni sezon hazırlıkları yoğun bir şekilde devam ediyor. Bir yandan tesislerin inşaatı, bir yandan transferler hızlı bir şekilde gidiyor.

Bildiğimiz gibi bizde transferler bittiği zaman haberiniz olur, pek kimseden ses çıkmaz. Öğrendiğime göre ilk transferimiz geçen sene Nazilli Bld. de oynayan Samet. Sametle büyük ölçüde anlaşıldı son anda büyük bir sorun çıkmazsa seneye Bayrampaşa forması giyecek. İki ayağınıda kullanabilen Samet, her iki kanattada oynayabiliyor. İlgilenen bir diğer oyuncu Balıkesir'de oynayan kaleci Ertuğrul. 1989 doğumlu genç kaleci, Beşiktaş'tan kiralık olarak Balıkesir'e geldi, pek forma şansı bulamasada, son maçlarda gösterdiği perfonmansla Balıkesir'le tekrardan sözleşme imzaladı. Bugün ( Cuma ) transfer için İstanbul'a gelecek Ertuğrul anlaşıldığı taktirde, sözleşme imzalanacak. Ertuğrul kiralık olarak gelecek. Görüşmelerde bulunan isimler ise, 3.lige çıktığımızdan her sene gelmesini beklediğimiz Ali KAFADAR. Bonservisi elinde bulunan golcü oyuncuyla görüşmeler sürüyor. Tabiki hoca faktörü bizim için avantaj ama netleşmiş bir şey yok. Bir diğer isim ise Balıkesirspor'un sol beki Emre BAYRAKTARBAŞI. Balıkesirspordan ayrılacak olan Emre ile görüşmeler başlanmış. Emre sol bek oynuyor. Şu anda gelişmeler bunlar. Görüşülen daha oyuncu var fakat öğrendiklerim bunlar.

ŞÖYLE BİR ŞEY OLSA YA



Atl. Bilbao ' nun yeni sezon forması. Şöyle bir  formamız olsa ya...

13 Haziran 2011 Pazartesi

TRANSFERDE SON DURUM

Çoğumuzun bildiği üzere takımda bu sene ilk onbirde oynayan çoğu oyuncumuzla sözleşmeler bitti. Yeni hocamızla beraber, istediği en az 7 - 8 oyuncu gelecek. Görüşülen çok iyi oyuncular var, isimleri şu anda veremesemde bu ligin üst düzey oyuncuları olduğunu söyleyebilirim.

Duyduğumda çok sevindiğim, eminimki çoğu Bayrampaşalınında sevineceği haber ise Hüseyin ve Yasin ile devam edeceğimiz. Bu iki oyuncumuzlada anlaşma sağlanmış ve gelecek sezonda bizleler. Yeni hocamız Yahya ile devam etmek istiyor fakat Yahya çok fazla para istiyor ve eğer fiyatta düşmezse bizimle kalması zor. Aynı şeyler İkizlerle yani İlker ve Soner içinde geçerli. İstedikleri fiyatlar bizim için çok fazla. Zaten diğer sözleşmesi biten oyuncular olsada olur, olmasada olur. Eğer Yahya, İlker ve Soner ' lede anlaşılırsa takım iskeleti korunmuş olacak. Yeni gelecek oyuncularda tutarsa bu sene o sene neden olmasın.

10 Haziran 2011 Cuma

GELECEK ŞEKİLLENİYOR

Yıllardır yapımı Türk dizilerine konu bile olabilecek duruma dönen Bayrampaşaspor Tesisleri niyahet son sürat devam ediyor. Bu kadar sene beklenipte yerel seçimler ve genel seçimler öncesi hızlanmasında hiç bir art niyet aramadığım !!!! tesisler için geri sayım başladı. Tahminen 2 ay içinde herşeyiyle hazır şekilde teslim edileceği söylenen tesislerde son durum fotoğraftakiler gibi. Gerçekten çok güzel bir kulüp binası ve tesis olacak gibi gözüküyor. Bilirkişi heyetiyle :)) incelediğimiz  tesislerde ilk kat lokal olacağını düşünüyorum. İkinci katta ise, idare kısmı, toplantı salonu ve yemekhane bulunuyor. Üçüncü katta ise futbolcuların kalacağı yatakhaneler var. Yaklaşık 18 odanın bulunduğu kat gayet büyük. Bodrum katlarda çamaşırhaneler bulunmakta. Teras katta gayet iyi olacağı benziyor. Kısacası iyi idare edilip, güzel işletilirse çok güzel bir kulüp binamız olacağız kesin. İnşallah yeni sezona kadar kulübe yerleşiriz ve gelecek şampiyonlukları burada görürüz.





8 Haziran 2011 Çarşamba

El Fenomeno




Büyüklerimizden dinlediğimiz '' Bu varya ne futbolcuydu bee '' tarzı söylemleri bu tombiş için söyleyip, gelecek nesile hava atmak güzel olacak. Ben hep Cruffy ve Maradona'yı izledikten sonra '' Lan bu ne futbolcuydu bee '' cümlesindeki güzelliği tatmak istemişimdir ama yaşımız el vermediği için hep içimde bir ukde kalmıştır.

Ronaldo 'nun futbolculuk kariyerine noktayı koymasından sonra bu söylemi dillendireceğim 1 numaralı isim kuşkusuz Ronaldo olacak. Onu ilk izlediğimden beri, birileri bana santrafor tarifi yaptıkları zaman kıyaslamam hep Ronaldo olmuştur. Bundan sonrada onun gibi defans arasına direk dalıp Allah ne verdiyse devam eden birisi çok zor gelecek. Onun futbolunu gerçekten özleyeceğim ve futbol oynanmaya devam edene kadar birileri bana santrafor tarif ettiklerinde hemen onunla kıyaslayacağım.

Not : Yanındaki bir diğer tombişte Ronaldo'nun oğlu. Model aynı ama acaba yetenekleri aynımıdır ?

7 Haziran 2011 Salı

YENİ HOCAMIZ ERGÜN ORTAKÇI


Bayrampaşamızın yeni hocası Ergün Ortakçı’yı biraz tanıyalım. 1959 Balıkesir doğumlu olan Ergün Ortakçı futbol hayatına Sultantepespor da başladı. Daha sonra Galatasaray, Altay, Bakırköy, Düzce, Üsküdar Anadolu ve Beykoz gibi takımlarda futbolculuk kariyerini sürdüren Ergün Ortakçı, 1992 yılında aktif futbolculuk kariyerine nokta koyup, Teknik direktörlük kariyerine başladı. Adnan Dinçer gibi bir futbol üstadının yardımcılığıyla başladığı kariyerinde bir çok başarı ve şampiyonluk kazandı. Bu güne kadar Küçükçekmece, Kartal, Kasımpaşa, Eyüp, Beylerbeyi, Balıkesir ve Ümraniye takımlarında hocalık ve yardımcı hocalık görevi yapan Ergün Ortakçı’nın kariyerinde, Beykoz’u 100. Yılındaki şampiyonluğu, 2009 – 2010 senesinde aynı grupta olduğumuz Balıkesirsporu 3. Ligden, 2.lige çıkarması ve son olarak Ümreaniyesporu BAL liginden 3. Lige çıkarması göze çarpıyor.
Şu ana kadar iddialı takımlarda görev yapması ve bu takımların çoğunda başarılı olması açıkçası beni gelecek sene için umutlandırdı. Bu tür hocaları getirmek zordur. Onlarla çalışmak ve başarı elde etmek daha da zordur. Yönetimlerden külfetli fedakarlıklar beklerler. Yönetimsel açıdan oldukça zayıf olduğunu düşündüğüm Bayrampaşa’da neler yapacağı, yönetimimizin hocanın isteklerini nasıl karşılayacağını merakla beklemekteyim. İnşallah hocamız içinde, bizim içinde hayırlı olur.