20 Şubat 2012 Pazartesi

YALNIŞ KADROYA RAĞMEN

Onur'un kadro dışı kaldığı bir maçta Eren ve daha izleme fırsatı bulamadığımız ama santrafor diye aldığımız Murat Kara'nın kadro dışı, Ebubekir'inde yedek olarak başladığı bir kadroyla sahaya çıktık. Tribünde golü kim atar diye tartışırken maç başlamıştı bile. Ziya'dan santrafor yaratmak nasıl bir taktik anlayışı onu hala anlamış değilim. Bonservis parasını verdik, her yerde oynatalım mantığı vardı herhalde hocada. Bayrampaşa'daki ilk maçta Ümraniye takımını çok beğenmiştim fakat onlarada bizim gibi ne olduysa çok kötü futbol oynayan bir takım olmuşlar. Defans arasına atılan her top tehlikeli oluyor. Yalnış kadroyla çıkmamıza rağmen çok pozisyon bulduk. Bu futbolla devam ederlerse lig sonunda düşen 4 takımdan birisi olurlar. İlk yarı sahada üstün görünmemize rağmen son derece etkisiz bir futbol oynadık. İlk 10 dakikada girdiğimiz fırsatları değerlendirseydik maçı erken koparabilirdik, fakat gol gelmeyince takım yine strese girdi ve bol pas hatalı, tatsız bir oyun oynadık. Golü ararken Cenk'in hatasından dolayı Ümraniye hiç aklında olmayan bir gol attı. 2 dakika sonra yine çok önemli bir fırsatı kaçırınca devre Ümraniye üstünlüğüyle bitti. İkinci yarı tribünlerin pozitif enerjisi takıma yansıdı. Golü nasıl buluruz diye düşünürken Özkan kendi gayretiyle iki harika golle bir anda üstünlüğü bize getirdi. Özellikle attığı ilk gol görülmeye değerdi. İkinci yarı bambaşka bir takım sahadaydı adeta. Maçın dönüm noktası elbetteki 2 - 1 iken Ümraniyenin direkten dönen topu idi. Maçın sonlarına doğru Abdullah maça noktayı koyunca uzun zamandan sonra farklı kazandığımız bir maç oldu. Oğuz'un düşüşü hala devam ediyor. İkinci yarı biraz daha derli toplu olmasına rağmen eski perfonmansından hala uzakta. Defansta Cenk ve Güray'ın uyumsuzluğu göze çarptı. İlker ve özellikle Ünal maçın iyilerindendi. Tuğrul yine 3 top kapıp, 5 top kaybetmeye devam ediyor. Şu son topları bir düzgün oynayabilse harika olacak ama... Soner etkisiz bir günündeydi, çok çalıştı ama istenileni veremedi. Abdullah attığı iki golle kendine geldi ve çok etkiliydi. Ziya iyi niyetli olmasına rağmen defansın arasında kayboldu gitti.

Çok kritik bir maçtan önemli 3 puanla döndük. Play - off yolundaki rakiplerin berabere kalmasıyla puan farkı biraz olsun lehimize oldu. Bir kaç kelimede Onur için yazmak lazım. Bu kadar yetenekli bir oyuncunun bu kadar basit, amatörce davranmaması lazım. Gittiği takımlar için çok önemli bir oyuncu olabilir ama hiç bir takımdan büyük değildir. Kendisine yazık etmemesi lazım, böyle devam ederse 3.ligden ötesini göremez. İnşallah bir an önce kendisine çeki düzen verir. Bu hafta evimizde düşma potasındaki Gebzespor ile oynuyoruz. İkinci yarıda lisansları yetişmediği için yeni oyuncularını oynatamadıkları Lüleburgaz maçı hariç mağlubiyetleri yok. Son 5 maçından 11 puan çıkardılar ve çok iddialı geliyorlar. Son derece zorlu bir maç olacak. Kendi evimizde en son Aralık ayının sonunda galip gelmişiz. İnşallah bu maç evimizde bu şansızlığa son verdiğimiz maç olur ve Sandıklı deplasmanına morallı gideriz. Hayırlısı neyse o olsun.

13 Şubat 2012 Pazartesi

BU DURUMUN ÇARESİ ALTYAPI

Maçın analizini falan yapacak bir durum yok. Takımın ne oynadığı, ne yaptığını teknik heyet dahil bilen varsa gelsin açıklasın. Takımında bir oyun düzeni yok. Herkes kafasına göre birşeyler yapmaya çalışıyor. Oyuncuların ayakta duracak hali yok. Gelen gideni aratırmış derler. Yeni transferler dedik, gördük. Yeni transferlerin oyuna kattığı hiç bir şey yok. Hepsini toplasan bir oyuncu etmez. Herhalde kulüpte çok para olmalı ki bu kadar rahat transfer yapılabiliyor. Ben Emrullah'ın sahada ne yaptığını, ne için uğraştığını hala düşünüyorum çözemiyorum . Futbolcu olduğuna bile emin olamadım. Güray'ın Cenk'ten ne fazlası var birisi çıkıp bana açıklayabilirmi ? Hiç bir artısı yok, Cenk'i oynat çoçuk tecrübe kazansın. Hata yaparsada bizim evladımız yapsın. Sahada kaldığı süre içerisinde Abdullah ile takımın en iyisi Samet'i oyundan alıyorsun. Uzun süre sonra forma şansı bulmuş, gayette iyi oynuyor oyundan alıyorsun. Bu takımın oyun kurucusuz oynadığı uzun zamandan beri yazıyoruz, herkes söylüyor. Bunu zaten göremiyorsanız bu işi yapmayacaksınız. Onur tuttuğum bir oyuncu ama bir insan bu kadar rahat olamaz. İstediği zaman oynuyor, istediği zaman oynamıyor. Yeni transferlerden bir tek az süre almasına rağmen Ebubekir göze çarptı. Kötü sonuçlar Ergun hoca'ya patladı gitti. Bu saatten sonra top artık futbolcularda. Paranızı zamanında alamıyor olabilirisiniz, şartlarda pek uygun değildir ama bu kadarda ruhsuz olunmaz. Bundan hesap sorulacak birileri varsa yönetim ve oyunculardır. Takımın başına Bayrampaşayla alakası olmayan, tanımayan bir hoca getiriyorsunuz. Ergun hoca belki kötüydü ama kesinlikle yollar ayrılmamalıydı. Bu duruma o getirmişti, o düzeltecekti. Her başarısız sonucun ardından teknik direktör değiştirirseniz, iki sene sonra süper amatörde saha bulmak için uğraşırsınız. Bütün şartlar uygunken Murat hoca gelmeliydi. Hem takımı, hemde seyirciyi ateşleyecek hamleydi.

Alt yapıya biraz kafanızı kaldırıp baksanız oradaki pırıl pırıl çoçukları göreceksiniz. Farkındalarmı bilmiyorum ama alt yapıda Oğuzhan adında bir çoçuk var. Çoçuk futbolcu olmak için doğmuş. Her iki ayağınıda kullanıyor ve bir saniye olsun yerinde durmuyor. Şu anda o çoçuğu profesyonel yapıp takıma koysan bunları kesinlikle aratmaz. En iyisinden daha iyi oynar. Kanatlarda Atilla diye bir çoçuk var. Onu izleyin Ziya'nın boş bir transfer olduğunu anlarsınız. Erkan diye bir stoperimiz var, para verip aldığın Güray 'dan 10 kat üstün. Kaan diye bir orta sahamız var, kaç maçtan beri ortalarda gezen Oğuz'dan daha verimli olur. Yedek çoçuklar bile bu takımda oynayabilecek kapasitede. Bu çoçuklardan haberleri bile yoktur. Hafta sonu Beyleybeyinde çok önemli maçları var, Cemil Kara dışında bir tane yönetici yok. Yazılacak söylenecek çok söz var ama malesef elimizden çok fazla şey gelmiyor. Bu semt, bu taraftar bu başarısızlığı kesinlikle hak etmiyor. İnşallah en kısa zamanda herkes kendine çeki düzen verir ve güzel günler görürüz. Hayırlısı neyse o olsun.

GELECEK U - 19 TAKIMINDA

Hafta içi bu maça gitmeyi düşünüyordum, aklım başka yerlere uçup gidince unuttum gitti. Pazar sabahı yakın arkadaşım ve alt yapı hocalarımızdan Akın Topgül'ün aramasıyla apar topar arabaya atladım gittim Beylerbeyine. Daha önce Beylerbeyi stadına hiç gitmemiştim. Şu ana kadar gördüğüm en iyi suni çime sahip saha diyebilirim. Beylerbeyi 6 puanla hemen altımızda yer alıyordu ve bu maç içinde iddialılardı. Geçen hafta Kasımpaşa' ya 3 - 0 öndeyken 5 - 3 kaybetmeleri onların morallarını bozsada çok dirençli bir takım izledim. 9, 8, 5 ve özellikle 7 numaralı oyuncuları iyi çoçuklar. 7 numaralı arkadaşımız son toplarda biraz daha iyi olsa futboldan para kazanır.


Biz ise 8 puanla Kasımpaşanın ardından 2. sıradaydık. Grup liderliği için beraberliğe bile tahammülümüz yoktu. Maç öncesi çoçuklar biraz '' bu maçı kazanırız '' havasındaydılar. Sami hocanın maç öncesi toplantısı biraz olsun onları kendine getirdi. Bu sene Bayrampaşa maçlarında almadığım futbol zevkini bu çoçukların maçında yaşadım. Herşeyden önce hepsi çok terbiyeli, efendi çoçuklar. İlk önce güzel bir insan olacaksın ki sonra futbolcu olasım. Hocalarıyla, hakemlerle diyalogları çok iyi. Teknik ekibi herşeyden önce bunun için tebrik etmek gerekir.


Maça geçecek olursam, dengeli bir maç oldu aslında. İlk 15 dakika iki takımda birbirini tartı. İlk yarı Bayrampaşa biraz daha üstün sayılırdı. Davut hocanın oğlu Kaan 'ın 30 metreden harika şutu direkte patladı. Tabi Beylerbeyi kalecisininde hakkını yemeyelim. Son anda parmaklarının ucuyla dokunmasa müthiş bir gol olacaktı. İkinci yarının ilk bölümünde oyundan çok düştük ve rakip iyi geldi. O dakikalarda iyi baskı yedik, o bocalamada gol yemediğimiz için şanslı sayılırız. Sonra oyun biraz dengelendi ve 87. dakikada, birazda bizim yardımlarımızla yan hakemin vermiş olduğu serbest vuruşta, Oğuzhan'ın harika ortasına Atilla çok iyi yükseldi ve güzel bir kafa vuruşuyla çok kritik bir galibiyet getirdi. Bir kaç cümlede maçına hakemlerine söylemek lazım. Bu maçı bile bu kadar kötü yönetebilen hakemleri nereden buluyor bir türlü anlamadım. Gerçi üst liglerdeki hakemler neki bunlara laf söylüyoruz ama yinede bu kadar kötü yönetilmez maç. Bunu her iki takım adına da söylüyorum.

Oyuncu analizlerine gelince. Kalede Cengiz boyunun kısa olmasına, hatta takımın en kısası olmasına rağmen hiç bu eksikliğini yaşatmadı. Refleksleri, özellikle topu oyuna sokuşu çok iyi. Stoperlerimiz çok iyi. Özellikle Erhan'ı çok beğendim. Tam bir lider defansta. Sezer 'in fiziğine rağmen bilekleri çok yumuşak. Fakat uzun boyuna ve tüm hava toplarını almasına karşın kafa toplarında zamanlamasını iyi ayarlaması lazım. Her topa kafası bir şekilde deyiyor ama istediği gibi vuramıyor. Kanatlarımız bu maçta biraz aksamasına rağmen fena değiller. Sol bek Kadir çok top kaybetti, Buyo ( adını unuttum ) defans yönü iyi olmasına rağmen hucümda kendini geliştirmesi gerekiyor. Orta alan takımın en güçlü olduğu bölge. Kaan, Davut hocanın oğlu olduğunu hemen belli ediyor. Çok iyi bir savunmacı orta saha olacak. Fiziği çok iyi, biraz daha kendini geliştirdiği zaman çok daha iyi olacak. Özkan ve Ömer'in oyun tarzları birbirne benziyor. İkiside hızlı, teknik çoçuklar ve çok koşuyorlar. Atilla sağ açıkta gerçekten çok iyi. Bu çoçuğu izledikten sonra Ziya'nın nasıl gereksiz bir transfer olduğunu anlamış olursunuz. Onur güçlü fiziğine rağmen bu maçta istenileni veremedi. Stili iyi fakat biraz daha kendini geliştirmesi gerekiyor. Sonradan oyuna giren arkadaşlar pek fazla süre alamadılar ama ikizler canlılığıyla her zaman formayı bırakmayacaklarını gösterdiler. En iyiyi sona sakladım. Akın bana devamlı bu çoçuktan bahsediyordu ama izlemek için fırsat olmamıştı. Bu çoçuğu izledikten sonra bu transfer olaylarını kimlerin nasıl yaptığını daha da merak etmiş bulunmaktayım. Senin alt yapında bu kadar yetenekli gençler var, sen hala o kadar transfer yapıyorsun ve oynatmıyorsun. Oğuzhan'ın şu anda A takımda oynamaması futbola ihanettir. Çoçukta, bir futbolcuda hangi özellikleri istersen var. Her iki ayağınıda kullanıyor, süratlı, bir an olsun yerinde durmuyor, duran topları çok iyi kullanıyor. Böyle bir çoçuğu daha profesyonel bile yapmamışın. Her taraftar alt yapı diye geziniyorsunuz, bu maçta Cemil Kara dışında yöneticilerden bir kişi bile yok. Ve çok eminimki çoğu kişinin bu maçtan haberi bile yoktur. Cemil Kara olmasa alt yapıyı umursayan bile çıkmaz. Cemil Kara gibi birisini kaybetmemek gerekiyor.

Özet olarak bu gençleri izlemek çok zevkliydi. Maç sonu çıkan kargaşadan sonra her iki takım oyuncularınında birbirlerinden özür dilemesi belkide günü en güzel olaylarındandı. Kasımpaşanında bu hafta son dakika puan kaybetmesiyle puanlar eşitlendi. Haftaya büyük ihtimalle cumartesi günü Kartaltepe sahasında lig sonuncusu, şu ana kadar puanı olmayan Maltepe ile oynuyoruz. Fırsatı olan herkesin bu gençleri izlemesini tavsiye ediyorum. Bu çoçuklardan en az 3 tanesi bile şu anda A takımda forma giyebilecek kapasitede çoçuklar. Yeterki bu çoçuklara sahip çıkılsın ve destek olunsun.

SONUÇTA TÜRK


Okan Köse PSV ' nin altyapısında. Daha doğrusu alt yapısındaydı. Genk takımında oynarken PSV 'nin dikkatini çekiyor ve alt yapıya transfer oluyor. Geleceğin yıldız adaylarında. Bir idman sonrası takım arkadaşlarıyla duştayken şakacı bir arkadaşı Okan ' ın üstüne idrarını yapıyor ve ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Bu olaya çok sinirlenen Okan çıkışta şakacı gence bıçak çekiyor ve tehdit ediyor. Sonrası ise malum. Olayı duyar duymaz PSV, Okan ile yolları ayırıyor. Okan 'ın modele bakınca her an birşeyler yapacakmış bir imajı var. Olanlar normal.

6 Şubat 2012 Pazartesi

MAÇIN HAKKI BUYDU

Rakiplerimiz puan kaybettiği haftada yine bir iç saha maçında kaybedilen puan. İç sahada bu kadar puan kaybedersen ne şampiyonluktan nede play - off dan bahsetmek yersiz olur. Rakibin play - off yolundaki en büyük rakiplerinden bir tanesi. İlk maçta 1 - 0 kaybetmişin, lig sonunda ikili averajdanda avantaj yakalamak için mutlaka maçı kazanman gerekiyor ama Belediye Van maçındaki istek ve arzunun çeyreği yok. Profesyonel liglere çıktığımızdan beri en büyük sorunlarımızdan bir tanesi istikrarsızlık. Bir haftamız bir haftamızı tutmuyor. Geçen hafta Belediye Van maçındaki takım bu hafta yokları oynadı. Alt liglerde motivasyon çok önemli bir olaydır. Ama malesef takımımızda o şevki verecek ne yönetici nede oyuncu topluluğu var. Amatörden çıktığımız seneden beri Kaptan Sedat gibi takımı ateşleyecek, abilik yapacak bir oyuncumuz olmadı. İlk geldiği sene Kadir o rolu oynamıştı ama sonrasında devam ettiremedi.

Oyunun hakkı iki taraf içinde buydu. Tam bir '' atan kazanır '' karşılaşmasıydı. Golsüz bitmesine rağmen iki takımda bir çok pozisyona girdi ama ortada güzel futbol adına pek bir şey yoktu. Diski takımını beğendim.Takım oyunu oynamaya çalışıyorlar. Top rakibin ayağındayken sahaya çok iyi yerleşiyorlar. İlker belkide şu ana kadar en kötü oyununu oynadı. Çok top kaybı yaptı, ve yardım gelmemesinden dolayı çok atak yedik oradan. Oğuz'un düşüşü tüm hızıyla devam ediyor. Orada pek alternatif olmaması onu rahatlatmış herhalde. Ne top yapabiliyor nede baskı. Bizim için çok önemli bir oyuncu olduğunu kendiside biliyor ve bir an önce kendini toparlamak zorunda. Abdullah biraz daha paslı oynadığında ne kadar yararlı olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlıyor. Tuğrul, kaptığı topları olumlu kullanabilmiş olsa herhalde şu anda Süper ligde oynuyor olurdu. Bu kadar top kapıpta kötü kullanmakta bir marifettir. Onur artık sahada herkese fırça çekme huyundan vazgeçmeli. Genç takımda oynamıyor, burasıda herhangi bir yer değil. Takıma o kadar takviye oldu hala gelen oyuncuların neden transfer edildiğini çözemedik. Madem oynatmayacaktınız neden transfer ettiniz. Kulüpte çok fazla para varda bizimmi haberimiz yok. O kadar oyuncu alınacağına bu takıma kaliteli 3 veya 4 oyuncu alınsaydı şu anda çok farklı şeyler konuşuyorduk. Takımda oyun kurucu eksiği o kadar bariz ki hala o bölgeye neden oyuncu alınmadı anlamış değilim.

Bu maçı almş olsaydık gerçekten çok önemli bir avantaj elde etmiş olacaktık. Perşembe günü Beşikdüzü deplasmanına gidiyoruz. Onlarda bizim gibi dış sahada iyi sonuçlar almasına rağmen iç sahada bir türlü istediği sonuçları alamıyor. Gönül istiyor ki tekrardan o sonuçlardan bir tanesini olsun. İnegöl - Hacettepe maçının olduğu bir haftada galibiyet harika olacaktır. Hayırlısı neyse o olsun.

4 Şubat 2012 Cumartesi


Mustafa Denizli'nin takımı Perspolis'in derbi maçındaki muhteşem geri dönüşü. 10 kişi oynamalarına rağmen unutulmaz bir geri dönüş yaşamışlar. Son golden sonraki sevinç harika.