26 Eylül 2011 Pazartesi

Eskiler...





Herşeyin eskisinin değerli olduğu şu günlerde, eskilerden bir kaç fotoğraf ve tanıdık simalar. Tabiki başta rahmetli Koçero...

BASİT FUTBOL

 
Aradan 2 hafta geçmesine rağmen ben hala Beşikdüzü maçında kaybedilen puanlara yanıyorum. O maçta rakibi küçümsemenin bedelini ağır ödemiştik. Bu maç öncesi de camiada böyle bir ortam vardı. ‘’ Rahat geçeriz ‘’ kelimesini günümüz futbolunda artık o kadar kolay kullanamıyorsun. Futbol artık eskisi gibi oynanmıyor. Bireysel yetenekler her ne kadar takımların ekstrası olsa da takım oyununu oynamadığın zaman ağır bedeller ödüyorsun. Kaldı ki Ümraniye takımını ben çok beğendim. Şu ana kadar ki bu sahada gördüğüm en iyi takımlardan bir tanesiydi. İlk önce fizik olarak çok iyiler, her kornerde, serbest vuruşta tedirgin oluyorsunuz. Zaten yediğimiz golde korner ve penaltıdan. Lige çıktığımızdan beri şu duran toptan gol yeme alışkanlığımızı üzerimizden bir türlü atamadık. Şu ana kadar yediğimiz beş golün dört’ü duran toptan. İki penaltı olmak üzere iki golde kornerlerden yemişiz. Bu haftadan itibaren stoperde Hüseyin ve Sinan ikilisinin oynamaya başlayacak olmasıyla inşallah bu kötü istatisliği de atlatmış oluruz.

Şu ana kadar oynadığımız futboldan memnunum. Yalnız biraz daha basit bir oyun oynamamız gerekiyor. Bu sene takımda bireysel yeteneği geçen seneye göre daha iyi olan bir çok oyuncumuz var. Bu biraz bizi takım oyunundan uzaklaştırıyor. Bireysel yeteneklerle işi götürmeye çalışıyoruz. Özellikle forvet bölgemiz çok zengin. Fakat şu ana kadar 8 gol atmamıza rağmen uyumsuz gözüküyor. Biraz daha basit oynarsak ve pas alış verişini daha iyi yaparsak hiçbir maçta bu haftaki gibi zorlanmayız.

Daha öncede yazdım, bu liglerde iç sahada en çok ezilen takımların başında geliyoruz. İkinci yarıda artık hakem neye kızdıysa rezalet bir yönetim gösterdi. Artık bu işe yönetim olarak bir çözüm bulunması gerekiyor. Artık TFF’ mi şikayet edilecek, MHK ’ mi şikayet edilecek bilmiyorum. Bir şekilde çözüm bulunmalı. Bu hafta edilen küfürler yüzünden muhtemelen ceza alacağız.

Birkaç kelime Cenk için yazalım. Uzun zamandan beri forma şansı doğmuş, fena oynamadığı bir maçta kırmızı kartla oyun dışı kalıyorsun. Maç öncesi Cenk yerine Sarper’in oynayacağını düşünüyordum, Cenk’i görünce sevindim. İkinci sarı karta bir şey diyemezsin, olabilir pozisyon icabı fakat ilk kart affedilecek gibi değil. Takımda o kadar deneyimli adam varken senin neyine hakemle diyaloga girmek. Fena oynamadığı bir maç finişi kötü bitirmesine rağmen ilerisi için umut verdi. Biraz daha sakin, adama değil topa sert olacağı, bir stili geliştirirse her sene stoper arama derdine girmeyiz.

Son olarak taraftar olarak bir özeleştiri yapmamız gerekiyor. Hafta içi bir karar alıyoruz ve aramızda sorun olan tüm tribünlerle aramızda olan sorunları bittiğini açıklıyoruz. Taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanıyoruz. Fakat açıklamadan sonraki ilk maçta küfürlere başlıyoruz. Çok zorlandığın maçta durumu zorla 2 – 1 yapmışken, 45. dakikada alakasız bir takıma küfür etmek ne demek ? Böyle bir karar aldıysak ya arkasında duracağız yada böyle bir açıklama yapmayacağız.

Bu hafta ligde zor günler geçiren Gebzespor deplasmanına gidiyoruz. Durum itibariyle çok kolay bir maç olacak gibi gözükse de Gebze deplasmanları hiçbir takım için kolay değildir. Ciddiyeti elden bırakmayıp, erken bulacağımız bir golle bu maçı almamız gerekiyor. Denizi geçip, derede boğulan bir takım olarak açıkçası maç öncesi biraz tedirginim. Kazasız belasız bir maç dileğiyle. Hayırlısı neyse o olsun.

15 Eylül 2011 Perşembe

BİRLİK ZAMANI

Stada girdiğimde istiklal marşı okunuyordu, direk gözlerim formalara takıldı. Uzun zamandan beri söylediğim çubuklu forma pek istediğim gibi olmasa da en sonunda giyilmişti. Rakibe maçtan önce size 1 puanı verelim oynamayalım deselerdi pek itiraz edeceklerini düşünmüyorum. Dünya futbol literatürüne geçecek bir olaya imza atarak 1 defa geldiler 2 gol attılar. Sürekli oyunu bozmaya çalışan negatif bir futbol anlayışları var. Futbol oynamaktansa rakibe futbol oynattırmamayı benimsemişler ve inanılmaz mücadeleciler ki zaten tek artıları mücadeleci olmaları. O takımdan bir oyuncuyu seç kendi takıma al deseler, öyle bir oyuncu seçemem. Ama takım oyununda iyiler.

Maça rüzgarı arkamıza alarak başladık. Merakla beklediğim Ali Kafadar- Onur ikilisi çift santrafor olarak başladı. Savunmada Ünal – Sarper – Hüseyin - İlker, orta alanda Abdullah – Tuğrul – Özkan – Samet düzeni ile başladık. Bol gollü rahat bir galibiyet beklerken Sarper’in hatalı geri pasında Ahmet’in müdahalesi ile Beşikdüzü’nün hayalinde bile olmadığı penaltı ve kırmızı kart getirdi. Kırmızı kart ve penaltı haklıydı ama içerideki maçlarda hakemlerin deplasman takımlarını bu denli koruma altına almasını artık sabrımızı taşırdı. Türkiye liglerinde iç sahada en fazla ezilen takımların başında geliyoruzdur. Her yazımda Onur’dan övgü ile bahsediyorum ve buna bu yazımda da devam edeceğim. Bugün sahanın tek ayakta kalanıydı belki de. Birşeyler yapmaya çalıştı ama elinden gelen buydu. Bir maçta 3 – 4 oyuncu kötü olabilir ama bu maçta bütün takım kötüydü. Özellikle Van Bld. maçında harika oynayan ve maçın en iyisi gözüyle baktığım Tuğrul bu maçta Samet ile birlikte ‘’en kötü kim oynar ‘’ yarışını baş başa bitirdi. Abdullah hazırlık kampında çok iyiydi ama ligde yine bekleneni veremiyor. Tek yapacağı sadece biraz daha basit oynamak hepsi bu. Hoca ikinci yarı 10 kişi kalmamızın etkisiyle 3 savunmaya döndü ve oyunu rakip kaleye yığdı. Fakat takımın çok kötü gününde olması ve girilen pozisyonların gole çevrilememesi bizim için çok önemli olan bu maçı mağlup olarak bitirmemize neden oldu. Maçın dönüm noktası Abdullah’ın girdiği 2 net pozisyondu bunların birini gole çevirmiş olsa 10 kişi olmamıza rağmen maçı kazanırdık.

Peş peşe gelen iki mağlubiyet elbette ki hepimizin canını sıktı ve üzdü. Fakat ne olursa olsun pes etmemeliyiz. Teknik kadro ve yönetim gerekli önlemleri alacaktır ve güzel bir seri başlayacaktır. Şimdi önümüzde zorlu bir Gümüşhane maçı var. Buradan alınacak her türlü skor beni yanıltmayacak. Eminim futbolcularda en az bizim kadar üzülüyorlardır ve eminim ki bizi bu durumdan kendilerinin çıkaracaklarının bilincindeler. Bizler her türlü şartta arkalarındayız, yeter ki o formaya armaya yakışan oyunu ortaya koysunlar. Bu taraftar iyi oynayıp kaybedilen her maçta takımını alkışlamıştır ve desteğini devam ettirecektir. Her maçı kazanacaksınız diye bir şey yok. Fakat bugünkü oyun ve ruhsuzluk devam ederse elbette ki tutumda farklı olacaktır. Bu takımın ve oyuncuların yeri burası değil. Buralara birkaç gömlek büyüğüz. Umarım en kısa zamanda herkes kendini toparlar, istenilen arzulanan başarılar birlik ve beraberlik içinde gelir.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Diski : 1 - Bayrampaşa : 0


Grubun iddialı takımlarından Diyarbakır Diski karşısında ( Şu takımın adını tam olarak bilen birisi varmıdır acaba ? ) deplasmandan 1 - 0 mağlup ayrılıyoruz. Ortada geçen karşılaşmada rakip pozisyona girmeden duran toptan attığı golle önemli bir avantaj elde etti. Avantaj kaybettik ama üzülüp kahrolacak bir durum yok. Çarşamba günü Beşikdüzü maçını kazandıkmı durum düzelir. Fikstürümüz ilk 5 hafta çok zor, en az kayıpla atlatmamız gerekiyor. Nazar boncuğu olsun diyorum, hayırlısı neyse o olsun...

9 Eylül 2011 Cuma

NE YAPSAK ?


Yaptık böyle birşey ama pankart olarakmı açsam yoksa sopalı bayrakmı yapsam ? Bu arada çok boşladık burayı...

GERÇEK CANAVARLAR



Bir takımın kalitesini anlamak için ilk önce yedek kulübesine bakmanız gerekir. Van Belediye maçında yedek kulübesine baktığımızda sadaha olan onbirden hiçbir eksiği yok, kadroya giremeyen isimlerde cabası. Bu sene kimsenin forması garanti değil. Çok güvendiğimiz, sevdiğimiz Yasin’i bile yedek kulübesinde veya kadro dışı görebiliriz, kaldı ki sistem gereği Yasin’inden verim alamayacağımız maçlar bile olabilir bu yüzden kimse şaşırmasın.
Maçtan önce açıkcası biraz tedirgindim ve zor maç olacağını düşünüyordum. Kırıkhan gibi bir takımı 3 – 0 gibi bir skorla geçen takım kolay lokma olamazdı ama gayet güzel bir şekilde boğazımızdan geçti. Rüzgara karşı olmamıza rağmen maça etkili başladık. Özellikle ilk 10 dakika rakibin sahasına yıktık oyunu. Maçın ilk dakikasında Onur karşı karşıya pozisyonda golü yapabilseydi çok daha farklı bir skor olabilirdi. Her yazımda herhalde yazacağım ama Onur bizim için çok ekstra bir oyuncu, izlerken gerçekten zevk alıyorum. Attığı golde zaten klasını gösterdi. Daha tam olarak hazır değil, 2 hafta sonra tam olarak hazır olduğunda gerçek bir santrafor izleyeceğiz. Yasin iki haftadan beri istenilen futbolu oynayamıyor. Sisteme hala alışamadı. Geçen seneki oyun sistemi onu daha özgür bırakıyordu, bu seneki sistem takım oyununu daha fazla ön plana çıkaran bir sistem olduğu için Yasin orta alanda biraz sıkışıyor. Son 10 dakika oyuna girmesine rağmen Ali Kafadarın ne kadar etkili bir santrafor olduğu gördük. Gol pozisyonuna dahi giremedi ama ( ki oyuncuları son dakikalardaki laubaliliklerinden dolayı ) zaten zorda olan defansın tam olarak fişini çekti. Ben sabırsızlıkla Ali Kafadar ve Onur’un çift santrafor olarak oynadığı bir karşılaşma bekliyorum. O düzende nasıl bir oyun ortaya koyacağız gerçekten çok merak ediyorum.
Maça hastanede dalağını aldırıp gelen Tuğrul maçın yıldızı idi. Top kapmasına artı olarak kaptığı topları kullanmada da gayet yetenekli. Bu tür oyuncular pek fazla bulunmuyor kıymetini bilmek lazım. Oğuz her maç üstüne koyarak devam ediyor, tek talihsizliği var oda Türkiye’de dünyaya gelmesi. Çok daha iyi yerlere gelecek yeter ki böyle devam etsin. Abdullah ilk maça oranla daha iyi bir oyun ortaya koydu ve iyi gününde olduğu zaman ne kadar etkili olduğunu herkese gösterdi. Samet takımın en iyilerinden attığı golde onun için çok iyi moral oldu ama son dakikalarda Özkan ile giriştiği gereksiz şut şampiyonası puanını düşürdü. İlk haftalar olduğundan, skor avantajı bizde olduğundan şimdilik böyle şutlara müsamaha gösterilir ama o şutları ileriki haftalarda öyle vuramazsın. Biraz daha basit oynamamız gerekiyor. Pas trafiğini biraz daha yaparsak hocanın istediği futbolu ortaya koymuş olacağız. Defans bloğunu yazmaya gerek yok. Şu ana kadar gol yemediğimizi göz önüne alırsak aksilik yok gibi gözüküyor. Defans bölgesine transferin son gününde Galatasaray A2 takımında Sinan Osmanoğlu’ nunda gelmesiyle o bölge daha alternatifli, daha güçlü oldu. Bu transferde alt yapı hocamız Akın TOPGÜL’ünde emeğini göz ardı etmemek gerekir. İki haftaya daha ihtiyacımız var. Ondan sonra takım tam olarak oturmuş olacak ama o iki haftada da grubun lider ve ikincisiyle oynayacağız. Bu hafta grubun koşullar bakımından en zorlu deplasmanı olan Diyarbakır deplasmanındayız. Oradan alacağımız bir galibiyet bizi moral olarak çok ilerilere götürür. Diyarbakır ilk iki maçını da kazandı ve gayet iddialılar. Beraberlikte kötü bir sonuç sayılmayacaktır. Dış etkenler olmadıktan sonra bu takımı sahada yenmek çok zor. Başta hocamız olmak üzere tüm takıma güvenimiz sonsuz. Diyarbakır dan galibiyetle döneceklerine yürekten inanıyorum. Son olarak taraftarımızdan basit, sonuç getirmeyen eleştirilerden kaçınmalarını istiyorum. Sonuç olarak profesyonel liglerin en alt seviyesinde mücadele ediyoruz ve çok fazla şeyler bekliyoruz. Yinede bu takım bu ligin üstünde bir takım yeterki bu takıma inanalım ve destekleyelim. Hayırlısı neyse o olsun.